YAVUZ 14 DEFENDER CHROME
#1
YAVUZ 14 DEFENDER
 
Üretimi 2018’de sonlanan Browning HP efsanesinin dünyada klonları üretilmeye devam ediyor. Ülkemizdeki klonlarından biri Yavuz (Girsan) firmasına ait. Yavuz 14 Defender ise 14’lünün kompakt klonu. Dünyada zannediyorum başka bir kompakt 14’lü klonu üretimi şu anda yok.
 
Tabancanın T serisi veya MK I olarak adlandırılan eski Browning serilerinden değil, Browning HP nin en rafine serisi olan MK III’ten klonlandığı görülüyor.
 
Tabancanın komple çelik modelleri:
-Siyah: Defender Black.
-Krom kaplama: Defender Chrome.
(Bu modellerde Emniyet Mandalı - Horoz Emniyeti - İğne Emniyet Bloğu ve Şarjör Emniyeti mevcut).
 
Alaşım gövdeli  model:
-Hafifletilmiş (light weight): Defender LW
(Bu modelde -yarım- Horoz Emniyeti yok, diğer emniyet unsurları mevcut. Kasada kunduz kuyruğu var, tetik düz).
 
YAVUZ 14 DEFENDER CHROME:
9x19 kalibre, 179 mm boyunda, 130 mm yüksekliğinde, 33 mm kalınlığında, boş ağlığı 805 gr (boş şarjörle 880 gr), namlu boyu 98,5 mm olan, tek hareketli bir tabanca. Standart şarjör kapasitesi 15 mermi.


[Resim: 53712163764_046e3fdbda_o.jpg]
 
[Resim: 53712163754_094f01c886_o.jpg]

[Resim: 53712042128_8cb4c3550e_o.jpg]
 
[Resim: 53712042133_37ae2e207b_o.jpg]
 
[Resim: 53712261020_11b8582644_o.jpg]
 
GÖVDE.
Defender Chrome modeli komple çelik olup, krom kaplama. Ürün gamında paslanmaz çelik seçeneği yok.
 
[Resim: 53711829121_6344c58567_o.jpg]
 
BHP MK II - III tipi çift taraflı ve uzun kulaklı emniyet mandalları.
Uzun emniyet mandallarının eski küçük tip mandala göre kullanımı kolay. Özellikle her ne kadar ülkemizde kullanılmıyorsada, kurulu kilitli taşıma durumunda:
 
[Resim: 53710922137_e7ef9e0b84_o.jpg]
 
[Resim: 53712042078_f2fb49c485_o.jpg]
 
Horoz ayağı (sear) ve tek hareketli tetik:
 
[Resim: 53712042083_3d66ca7946_o.jpg]
 
Sürgü:
 
[Resim: 53712042058_61fd098d01_o.jpg]
 
Sürgü tutma, sökme - takma mandalı ve irca mili.
 
Tam boy irca mili ve de kısa sürgü boyu nedeniyle mili namludan ayırmak ve geri takmak  klasik 14’lünün aksine zor. Takarken belli bir noktada yayı namluya yan takıp, tekrar bastırıp döndürerek yerine oturtmak gerekiyor, benim bulabildiğim çözüm bu. Yazarak anlatmak zor, ancak bilinmesi gereken mili takmak bu modelde biraz alışkanlık gerektiriyor.
 
Resimde görülen irca mili 2 parçalı.
 
[Resim: 53712163669_df50707347_o.jpg]
 
[Resim: 53710922107_ffb8720062_o.jpg]
 
[Resim: 53712163684_a8deb22688_o.jpg]
[+] 9 kullanıcılar diyor Bu gönderi için blacksea'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#2
Sürgüdeki kilit yatakları:
 
[Resim: 53712041903_afa0696ae6_o.jpg]
 
Tabancada, BHP MK III’te olduğu gibi İğne Emniyet Bloğu mevcut. Tetik tulumbasının (irtibat manivelasının) ucuna şekillendirilmiş tabla şeklinde olan ve sürgüye açılan yatağın içinde çalışan iğne emniyeti aşağıda işaretli:
 
[Resim: 53711828996_3a9029810f_o.jpg]
 
Tetik tulumbası (irtibat manivelası) eski tip BHP lerde tahterevalli gibi iki taraftan serbest olarak çalışırken, iğne emniyeti olan konu tabancada (ve de BHP MK III’te) bu parça, altında konumlandırılmış olan yayın tansiyonunun etkisinde.
 
Alttaki ikili resimden üstte olanında tetik tulumbası istirahat durumunda. Alttakinde tetik kolunun tulumbayı manipüle etmiş durumu:
 
[Resim: 53712041898_2487b29aa6_o.jpg]
 
Namlu:
 
[Resim: 53712163674_255931ea2c_o.jpg]
 
[Resim: 53712260945_680a4aaa48_o.jpg]
 
Mecgar şarjör 15 kapasiteli:
 
[Resim: 53712041993_99c487a845_o.jpg]
 
Şarjör emniyeti nedeniyle, şarjör çıkartıldığında tetik kolu boşa çıktığından, atım yatağında mermi olsa bile tabancanın yerden alınıp fırlatılacak bir taştan farkı kalmıyor.
Şarjörün serbest düşmesine de engel olan şarjör emniyetini söküp almak çok kapsamlı bir işlem değil.
100 küsür sene önce at üstündeki süvariler şarjörü düşürüp kaybetmesin diye Fransız ordusunun talebi ile tabancaya eklenmiş bu özelliğin günümüzde halen ısrarla devam ettirilmesi ise çok enteresan.
 
14’lü konseptinin alameti farikası şarjör emniyeti:
 
[Resim: 53712041988_8af8d17cd7_o.jpg]
 
Tabancada şarjör yok. Tetik kolu ön tarafa uzuyor ve sürgüdeki tetik tulumbasını yakalayamıyor.
 
[Resim: 53712163654_12d8a2a8b5_o.jpg]
 
Tabancada şarjör varmış gibi emniyete bastırıldığında tetik kolu 2-3 mm arka tarafa doğru uzayarak sürgüdeki tetik tulumbasını iterek silahı ateşliyor.
 
[Resim: 53712163629_e3000ac921_o.jpg]
 
Bir 14’lü klasiği olan horoz ısırığı sorun olmayacak gibi görünüyor, ama kesin konuşmak için tabancayı ateş ederek denemek lazım.
 
[Resim: 53710921942_1e3930b2cb_o.jpg]
 
[Resim: 53712163554_f5f97f9259_o.jpg]

Parmaklar ileride derin tutuş çeşitlerinde sürgü durdurma mandalına dikkat etmek gerekli:

[Resim: 53712163564_2164e10c7c_o.jpg]
 
[Resim: 53710921927_631f6a8c1f_o.jpg]
 
BENCE TABANCANIN AVANTAJLARI:
-Ülkemizde çok sevilen, beyefendi tabancası gözüyle bakılan ve tabanca denilince ilk akla gelen model olan efsane ’14’ lünün, kompakt da olsa klonu olması (bence tam boy modelindeki yakışıklılık ve cazibe yok, hatta emniyet vs elemanları istisna uzaktan bakınca SW 5906’yı andırıyor). 
-BHP nin ince yapısı, kısa kabza yüksekliği ile zaten taşımada tercih edilen model iken, ilave olarak konu kompakt tabancanın boyunun da kısa olması sebebiyle bu model daha da kolay taşınabilir hale geliyor. Ancak neticede komple çelik bir tabanca ve taşımada günümüzde giderek yaygınlaşan subcompact veya micro compact rakiplerinin avantajlarına sahip değil.
-Güncel ihtiyaçlara cevap verebilecek fonksiyonel bir gez arpacık takımına sahip olması (gerçi günümüzde üretilen tabancada 50’li yılların ilkel gezinin olması abes olurdu herhalde).
-Bazı başka marka klonların aksine, iğne emniyet bloğu ihtiva etmesi. Bizim memlekette zor ama kurulu kilitli taşıyacak kişi için önemli bir özellik olduğunu düşünüyorum.
Dolu atım yatağının üstüne elle horoz indirme işleminde bile iğne emniyetinin var olduğunu bilmek güven verici.
 
DEZAVANTAJLARI:
1. Şarjör emniyeti olması ve şarjörün serbest düşmemesi (sökülebilir).
2. Ağır tetik. Tetik hem ağır hem de reseti belirsiz ve yolu uzun. Tetik sistemi günümüz modern ve hızlı atıcılık disiplinine göre değil (sistemi icat edildiği dönemin önceliklerine göre değerlendirmek lazım, bu konseptin hayranlarının günümüz atıcılık disiplini ile çok bir ilgileri olduğunu sanmıyorum ki haklılar bence).
3. Parmaklar ilerde derin tutuş durumunda sürgü tutma mandalına temas mümkün, dikkat etmek gerekiyor (100 yıl önce tek elle ateş etmek için yapılmış bir tabanca neticede).
4. Şarjörün hızlı değişime uygun olmaması. Dikkatsizce ve hızlıca yükleme durumunda şarjör takılabiliyor (2 ve 3. Maddeler gibi bu mevzu da bizdeki tuhaf giyimli, sakallı, taktikuul tayfanın hoşuna gitmez, diye tahmin ediyorum).
 
İncelenen modelden bağımsız olarak, genel olarak 14’lü ile ilgili bir şeyler yazıp çizince J. M. Browning’i de anmadan geçmemek lazım.
 
Çalışma prensibi; gövdedeki tetik kolunun sürgüdeki tahterevalli şeklindeki tetik tulumbasını hareket ettirip, tetik tulumbasının da gövdedeki horoz ayağını bastırarak horozu düşürmesi şeklinde (14’lülerde bilindiği üzere sürgü söküldüğünde tetik ile horozun bir alakası kalmaz). Ayrıca şarjör emniyetini de bu sisteme entegre eden ve bunu 20. YY’ın başlarındaki teknoloji ile tasarlayan J. M. Browning ve tamamlayan D. Saive gibi adamlar günümüzde yaşasalar ve ellerinde bilgisayar, yazılım, beş eksen CNC vs olsa kimbilir neler yaparlardı. 
 
Saygılar
[+] 15 kullanıcılar diyor Bu gönderi için blacksea'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#3
Dikkatimi namlu altındaki ilave güçlendirme noktasının olmaması çekti. MK3 tipi değil (diğer modellerde böyle mi bilmiyorum)

Bir de galiba bu alaşım gövdeli olan değil. Alaşım gövde de namlu alt kilidinin bu şekilde olmaması gerekiyor.

Şayet alaşım gövde ise her iki sorumun yanıtı, aslında değiştirilmiş olan icra mili tasarımıyla bağlantılı olabilir diye düşünüyorum ancak öyle de olsa alt kilit yine darbe alacaktır, bu da alaşım gövdeyi zamanla ezmesi ihtimalini doğuracaktır. Browning 80'lerin başında bu durumu alt kilidin geometrisini, montaj şeklini ve namlu karşılığını yuvarlatarak çözmeye çalışmış ancak yine başarılı olamamıştı.

(Alaşım gövdeli nadir bir Browning. Tetik piminin üst tarafındaki pime dikkat, o namlu alt kilidi - crossbolt -)
[Resim: Alloy-frame-as-is-5.webp]

Bahsetmeye çalıştığım durumun daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıdaki videoyu şiddetle öneriyorum. Alaşım gövdeli ve çelik gövdeli browningler karşılaştırılıyor. Konunun ilgililerinin kanalı takip etmesini öneririm.


Son paragrafa diyecek sözüm yok. Aslında öyle bir ateşleme mekaniği var ki adamlar ilave parça koymadan silaha iğne blok emniyeti yaptılar. Ayrıca tetik tulumbası aynı zamanda disconnector görevi görmektedir dolayısıyla diğer yarı otomatik tabancalarda olduğu gibi ayrı bir disconnector parça-yay-pim kullanılmamıştır
75BΩ - G43X - USP - 686/3 - BHP - G42 - 84F - 1911
[+] 3 kullanıcılar diyor Bu gönderi için alpSaral'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#4
(10-05-2024, 23:37)alpSaral yazdı: Dikkatimi namlu altındaki ilave güçlendirme noktasının olmaması çekti. MK3 tipi değil (diğer modellerde böyle mi bilmiyorum)

Bir de galiba bu alaşım gövdeli olan değil. Alaşım gövde de namlu alt kilidinin bu şekilde olmaması gerekiyor.

Şayet alaşım gövde ise her iki sorumun yanıtı, aslında değiştirilmiş olan icra mili tasarımıyla bağlantılı olabilir diye düşünüyorum ancak öyle de olsa alt kilit yine darbe alacaktır, bu da alaşım gövdeyi zamanla ezmesi ihtimalini doğuracaktır. Browning 80'lerin başında bu durumu alt kilidin geometrisini, montaj şeklini ve namlu karşılığını yuvarlatarak çözmeye çalışmış ancak yine başarılı olamamıştı.

(Alaşım gövdeli nadir bir Browning. Tetik piminin üst tarafındaki pime dikkat, o namlu alt kilidi - crossbolt -)

Bahsetmeye çalıştığım durumun daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıdaki videoyu şiddetle öneriyorum. Alaşım gövdeli ve çelik gövdeli browningler karşılaştırılıyor. Konunun ilgililerinin kanalı takip etmesini öneririm.

Son paragrafa diyecek sözüm yok. Aslında öyle bir ateşleme mekaniği var ki adamlar ilave parça koymadan silaha iğne blok emniyeti yaptılar. Ayrıca tetik tulumbası aynı zamanda disconnector görevi görmektedir dolayısıyla diğer yarı otomatik tabancalarda olduğu gibi ayrı bir disconnector parça-yay-pim kullanılmamıştır

Sn alpSaral,

İncelemesi yapılan krom kaplama model komple çelik.

Ürün gamındaki alaşım gövdeli Defender LW aşağıda:

[Resim: 53713449705_bb59577285_o.jpg]

Ayrıca tetik tulumbası aynı zamanda disconnector görevi görmektedir dolayısıyla diğer yarı otomatik tabancalarda olduğu gibi ayrı bir disconnector parça-yay-pim kullanılmamıştır= Haklısınız. İşin saygı duyulacak tarafı, bu ve diğer icatları daha insanların at arabasına bindiği dünyada yapmışlar.
[+] 6 kullanıcılar diyor Bu gönderi için blacksea'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#5
Merhabalar harika bir inceleme olmuş bende bu silahın yavuz 14 clasic black alacağım bir şey sormak için foruma üye oldum chrome ile bir farkı var mı?
İlk silahım olacak o yüzden sormak istedim.

Classic Black hoşuma gitti, bi de extreme versiyonu güzel ödül de almış ama 10 bin fark eder mi bilemiyorum.
Bul
Cevapla
#6
Sn Nozdormu,

İncelenen tabancayı arkadaşıma aldığımızda fiyat listesindeki 'Private' seçenekleri yoktu. Hatta her üç Defender modeli (Black, Chrome, LW) kampanyada idi ve kendi web sitesindeki ilanlardan çok daha ucuza MKE de satılıyordu ve fiyat konusunda ülke vatandaşları arasında ayrım yoktu.

Şu anda firmanın web sayfasındaki fiyat 38.750 TL. Fiyat Black modeline ait ve Chrome veya LW ile arasında 3 - 5 bin fark var:
https://yavuzfirearms.com/modeller/yavuz.../4-10-30-1

MKE web sayfasını incelediğimde ise 'Private' isimli seçeneğin pek çok model için listeye eklendiğini ve bu seçenek ile Defender Black Private modelinin 25.000 TL olarak fiyatlandığı görülmekte. Anladığım kadarıyla 38.750 TL Defender Black ile 25.000 TL Defender Black Private aynı tabanca ama ucuz fiyat harçtan muaf kişiler için, pahalı fiyat ise sivil vatandaş için.

Yakın zamanda forumda yazıştığımız bir konu bu. Kısaca açıklayayım bir kez daha: 
MKE ve yerli firmalarımız aynı tabancayı farklı isim oyunuyla harçtan muaf personele 3 - 5 tane fazladan tabanca satabilmek için, sivile daha pahalıya satıyorlar. Bu sivil vatandaşlar 17 - 55 bin lira hava parasını (harcı) verebiliyorlarsa, 10 - 15 binlik bir ilave tırnaklamayıda biz yapsak hissetmezler, diye düşünüyorlar herhalde.

Naçizane önerim, harçtan muafsanız ayrı ama harca tabii iseniz başka marka ve modele bakmanız. Gerçi yerli firmaların çoğu bu isim oyunu uygulamasına tenezzül ediyor, o da ayrı bir ayıp.
[+] 2 kullanıcılar diyor Bu gönderi için blacksea'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#7
Devlet harç ile,,, firmalar da kolluk / sivil ayrımı ile SİVİL kullanıcıyı yoluyor Smile
Ve biz silah firmalarından,, yasal bireysel silahlanma davasına destek vermelerini bekliyoruz Smile
Fırsatlar ülkesi gibi güzel memleketimiz.
İnsanlar ikiye ayrılır: ONURLULAR ve onursuzlar
[+] 4 kullanıcılar diyor Bu gönderi için AliGalip'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#8
Ben memurum fakat bulundurma ruhsatı için 17.556 TL ödedim.
Yavuz 14 classic alacağım black private olani herhalde. 25.000 TL dediler bana memurlara öyle oluyor diye.

Silah alırken başka harç mi istiyorlar gene, 25.000 TL haricinde.

Şöyle bir yazi okudum dün çok hoşuma gitti paylaşayım hurda da.

Silah ve ceza kanunlarımız; saldırıya uğrayan vatandaşın kendisini korumasına imkan verecek düzenlemeler yerine, saldırganı cezalandırmak üzerine tesis edilmiştir.

Kurban ölür ve bizim hukuk sistemimiz, faili hapse atarak adaleti tesis ettiğine ve kamu vicdanını rahatlattığına inanır.

Kamu güvenliği anlayışımıza göre; bir vatandaşın kendini koruma ihtimali, o vatandaşın ölmesinden daha tehlikelidir.

O yüzden kendimizi koruyabilmek yerine, mevzuata uygun ölerek kamu güvenliğine katkıda bulunuruz.
[+] 2 kullanıcılar diyor Bu gönderi için Nozdormu'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#9
(20-11-2024, 13:35)Nozdormu yazdı: Ben memurum fakat bulundurma ruhsatı için 17.556 TL ödedim.
Yavuz 14 classic alacağım black private olani herhalde. 25.000 TL dediler bana memurlara öyle oluyor diye.

Silah alırken başka harç mi istiyorlar gene, 25.000 TL haricinde.

Şöyle bir yazi okudum dün çok hoşuma gitti paylaşayım hurda da.

Silah ve ceza kanunlarımız; saldırıya uğrayan vatandaşın kendisini korumasına imkan verecek düzenlemeler yerine, saldırganı cezalandırmak üzerine tesis edilmiştir.

Kurban ölür ve bizim hukuk sistemimiz, faili hapse atarak adaleti tesis ettiğine ve kamu vicdanını rahatlattığına inanır.

Kamu güvenliği anlayışımıza göre; bir vatandaşın kendini koruma ihtimali, o vatandaşın ölmesinden daha tehlikelidir.

O yüzden kendimizi koruyabilmek yerine, mevzuata uygun ölerek kamu güvenliğine katkıda bulunuruz.

Sn.nozdormu memurluğunuz hangi kurumda bilmiyorum ancak hakim-savcı olmadığınız için şansınıza küsün.

Ülkede vergisiz, harçsız silah edinebilmek için hakim veya savcı olmanız lazım. Meslekten silah taşımaya yetkili Polis ve asker olsanız bile muaf değilsiniz.

Enteresan bir biçimde diğer yazdıklarınızda aynı meslek grubu ile kesişiyor. Sizce de garip değil mi?

Neyse Silivri'nin yılın bu döneminde çok soğuk olduğuna dair şayialar var. Sayın @waltherslv belki bilgilendirir bizi Silivri hava durumuna dair.

"Mevzuata uygun olarak ölmek" bu ifade aklıma Kemal Sunal'ın bir filmindeki doktorun karşısında ölen şahsa dönüp "dosyaya göre ölmemen lazım, hadi kalk" demesini hatırlattı.

Saygılarımla.
75BΩ - G43X - USP - 686/3 - BHP - G42 - 84F - 1911
[+] 2 kullanıcılar diyor Bu gönderi için alpSaral'e teşekkür ederiz.
Bul
Cevapla
#10
Hakim, savcı değilim.
Normal memurum, harç ödedim.. taşımaya değil bulundurmaya başvurdum ülkenin hali malum evimizde bir tane dursun en azindan dedim açıkçası.

55 bin TL taşıma ruhsatı, üstüne bağış zorunluluğu açıkçası zoruma gitti o yüzden taşıma noktasında da başvuru yapmadım.

Başımıza bir iş gelirse mevzuata uygun şekilde öleceğiz bakalim. Wink
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi