Üstat Lupus'un 03.9.2014 Tarihli yazısı:
* Şarjörlere fişek basarken anormal bir temas, ses, kıtırtı veya şarjör içerisinde kum varmış gibi hissedildiğinde şarjör mutlaka tamamen sökülüp, temizleyici yağlarla yay dahil tüm aksamı tamamen temizlenmelidir. Müteakiben de temizleyici yağı tamamen kurulanmalıdır. Şarjör yayı koruyucu ve yağlayıcı bir yağla, çok ince bir tabaka oluşturacak şekilde yağlanabilir, ancak fazla yağın her zaman için pislik ve tortu tuzağı olduğu kesinlikle akıldan çıkarılmamalıdır.
* Şarjör yayında pas ve korozyon tespit edildiğinde mutlaka elden geldiği kadar temizlenmelidir. Eğer bu yay sürekli olarak taşınan ve hayati görevlerde kullanılan bir şarjör yayı ise mutlaka değiştirilmelidir.
* Bir şarjör çok uzun süreler dolu olarak muhafaza ediliyorsa, fişekler ayda bir boşaltılıp tekrar doldurulmalıdır. Eğer söz konusu şarjör sürekli olarak taşınıyorsa, mühimmat sirkülasyonu daha sık aralıkla yapılmalıdır.
* Herhangi bir fişek besleme sorunu yaşandığında ilk yapılması gereken şey şarjörün çok ayrıntılı bir şekilde temizlenerek, mümkünse kaliteli ve taze mühimmatla tekrar denenmesidir. Eğer buna rağmen şarjör sağlıklı bir şekilde çalışmıyorsa, üretici veya dağıtıcıya iade edilmelidir.
Arkadaşlar, şarjör ile namlu fişek / atım yatağına fişek besleyen silahların şarjörlerindeki yaylar ve bunların çalışma sıhhatleri ile ilgili olarak hemen hemen hepimizin duyduğu ve benimsediği bir şehir efsanesi vardır;
Şarjörlerin sürekli olarak tam kapasite ile doldurulması ve bu şekilde muhafaza edilmesi zamanla şarjör yayını yorar ve şarjörün çalışma sıhhatini bozar. Peki bu gerçekten düşünüldüğü kadar önemli, ama en önemlisi de bilimsel temeli olan bir yaklaşım mıdır?
Sadece ülkemizde değil, ABD dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak gündemde olan bu yaklaşım, atıcıları şarjörlerini maksimum kapasitesinden bir veya iki fişek daha az doldurmaya, kullandıkları şarjörleri sürekli olarak değiştirmeye, ama en önemlisi de arada sırada şarjör yaylarını kendi elleri ile esneterek kendilerince şarjör yayının kaybettiği uzunluk ve gerimi tekrar kazandırma gayretine itmektedir.
Şarjör yayları tasarlanırken maruz kalacakları yükler ve stresler en ince ayrıntısına kadar hesaplanarak, kullanılacak metalin alaşımından sertliğine, uzunluğundan elastik katsayısına kadar her ayrıntı büyük bir dikkatle belirlenir. Metallerin belirli bir elastik katsayıları vardır. Söz konusu metaller belirli bir kuvvetle bu elastik katsayının sınırlarını içerisinde esnetilip bırakıldığında, tekrar kendi şekillerini alırlar. Kaliteli şarjör üreten tüm firmalar şarjör yaylarını tasarlarken, şarjör tam dolu bir haldeyken bile asla bu elastik limitin dışına çıkılmamasına özellikle dikkat ederler. Pratikte ise bu, şarjör tam dolu bir halde, çok uzun süreler bekletilse bile, şarjör yayının özelliğini koruyacağı anlamına gelir. '' American Handgunner '' dergisi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 50 yıl boyunca tam kapasite ile dolu olarak bekletilen .45 ACP bir 1911 şarjörünün gayet sıhhatli olarak çalıştığını rapor ettikleri bir test yapmıştır.
Bir şarjör yayını deforme etmenin tek yolu, bu yayı şarjörü kapasitesinin üzerinde doldurmaya çalışarak veya tekrar sertleştirmek için esneterek elastik limitlerinin üzerinde bir mesafede zorlamaktır.
Beretta USA yetkilisi Carlton Nether, şarjörün uzun süre tam dolu olarak taşınmasının yayı deforme etmeyeceğini, ancak şarjör içerisindeki fişeklerin kendi etraflarında dönmesinden dolayı besleme sorunlarına neden olabileceğini bildirmektedir. Yani uzun süre dolu olarak taşınan bir şarjör besleme sorunlarına neden oluyorsa bunun nedeni şarjör yayının deforme olması değil, şarjör içerisindeki fişeklerin zamanla sıkışması veya yer değiştirmesidir. Tam dolu olarak taşınan şarjörlerdeki mühimmat şarjörden boşaltılıp tekrar doldurularak ya da komple değiştirilerek bu tür sebeplerden kaynaklanan fişek besleme sorunlarının önüne geçilebilir.
Şarjörden çıkartılarak, istirahat pozisyonunda tam açılmış olarak bekletilen şarjör yayı da hala elastik limitlerin içerisindedir, ancak bu yay uçlarından çekilerek, serbest halinden daha fazla uzatılmaya çalışılırsa, elastik limitler o zaman aşılmış ve zorlanmış olur. Bir şarjör yayının güvenli olduğu elastik limitlerin sınırları kabaca kapasitesine kadar fişek doldurulmuş bir şarjördeki kısalmış hali ile, sökülmüş bir şarjörden çıkarıldıktan sonra kendiliğinden serbest kaldığı haldeki uzunluğu olarak tanımlayabiliriz.
Saygılarımla.
* Şarjörlere fişek basarken anormal bir temas, ses, kıtırtı veya şarjör içerisinde kum varmış gibi hissedildiğinde şarjör mutlaka tamamen sökülüp, temizleyici yağlarla yay dahil tüm aksamı tamamen temizlenmelidir. Müteakiben de temizleyici yağı tamamen kurulanmalıdır. Şarjör yayı koruyucu ve yağlayıcı bir yağla, çok ince bir tabaka oluşturacak şekilde yağlanabilir, ancak fazla yağın her zaman için pislik ve tortu tuzağı olduğu kesinlikle akıldan çıkarılmamalıdır.
* Şarjör yayında pas ve korozyon tespit edildiğinde mutlaka elden geldiği kadar temizlenmelidir. Eğer bu yay sürekli olarak taşınan ve hayati görevlerde kullanılan bir şarjör yayı ise mutlaka değiştirilmelidir.
* Bir şarjör çok uzun süreler dolu olarak muhafaza ediliyorsa, fişekler ayda bir boşaltılıp tekrar doldurulmalıdır. Eğer söz konusu şarjör sürekli olarak taşınıyorsa, mühimmat sirkülasyonu daha sık aralıkla yapılmalıdır.
* Herhangi bir fişek besleme sorunu yaşandığında ilk yapılması gereken şey şarjörün çok ayrıntılı bir şekilde temizlenerek, mümkünse kaliteli ve taze mühimmatla tekrar denenmesidir. Eğer buna rağmen şarjör sağlıklı bir şekilde çalışmıyorsa, üretici veya dağıtıcıya iade edilmelidir.
Arkadaşlar, şarjör ile namlu fişek / atım yatağına fişek besleyen silahların şarjörlerindeki yaylar ve bunların çalışma sıhhatleri ile ilgili olarak hemen hemen hepimizin duyduğu ve benimsediği bir şehir efsanesi vardır;
Şarjörlerin sürekli olarak tam kapasite ile doldurulması ve bu şekilde muhafaza edilmesi zamanla şarjör yayını yorar ve şarjörün çalışma sıhhatini bozar. Peki bu gerçekten düşünüldüğü kadar önemli, ama en önemlisi de bilimsel temeli olan bir yaklaşım mıdır?
Sadece ülkemizde değil, ABD dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak gündemde olan bu yaklaşım, atıcıları şarjörlerini maksimum kapasitesinden bir veya iki fişek daha az doldurmaya, kullandıkları şarjörleri sürekli olarak değiştirmeye, ama en önemlisi de arada sırada şarjör yaylarını kendi elleri ile esneterek kendilerince şarjör yayının kaybettiği uzunluk ve gerimi tekrar kazandırma gayretine itmektedir.
Şarjör yayları tasarlanırken maruz kalacakları yükler ve stresler en ince ayrıntısına kadar hesaplanarak, kullanılacak metalin alaşımından sertliğine, uzunluğundan elastik katsayısına kadar her ayrıntı büyük bir dikkatle belirlenir. Metallerin belirli bir elastik katsayıları vardır. Söz konusu metaller belirli bir kuvvetle bu elastik katsayının sınırlarını içerisinde esnetilip bırakıldığında, tekrar kendi şekillerini alırlar. Kaliteli şarjör üreten tüm firmalar şarjör yaylarını tasarlarken, şarjör tam dolu bir haldeyken bile asla bu elastik limitin dışına çıkılmamasına özellikle dikkat ederler. Pratikte ise bu, şarjör tam dolu bir halde, çok uzun süreler bekletilse bile, şarjör yayının özelliğini koruyacağı anlamına gelir. '' American Handgunner '' dergisi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 50 yıl boyunca tam kapasite ile dolu olarak bekletilen .45 ACP bir 1911 şarjörünün gayet sıhhatli olarak çalıştığını rapor ettikleri bir test yapmıştır.
Bir şarjör yayını deforme etmenin tek yolu, bu yayı şarjörü kapasitesinin üzerinde doldurmaya çalışarak veya tekrar sertleştirmek için esneterek elastik limitlerinin üzerinde bir mesafede zorlamaktır.
Beretta USA yetkilisi Carlton Nether, şarjörün uzun süre tam dolu olarak taşınmasının yayı deforme etmeyeceğini, ancak şarjör içerisindeki fişeklerin kendi etraflarında dönmesinden dolayı besleme sorunlarına neden olabileceğini bildirmektedir. Yani uzun süre dolu olarak taşınan bir şarjör besleme sorunlarına neden oluyorsa bunun nedeni şarjör yayının deforme olması değil, şarjör içerisindeki fişeklerin zamanla sıkışması veya yer değiştirmesidir. Tam dolu olarak taşınan şarjörlerdeki mühimmat şarjörden boşaltılıp tekrar doldurularak ya da komple değiştirilerek bu tür sebeplerden kaynaklanan fişek besleme sorunlarının önüne geçilebilir.
Şarjörden çıkartılarak, istirahat pozisyonunda tam açılmış olarak bekletilen şarjör yayı da hala elastik limitlerin içerisindedir, ancak bu yay uçlarından çekilerek, serbest halinden daha fazla uzatılmaya çalışılırsa, elastik limitler o zaman aşılmış ve zorlanmış olur. Bir şarjör yayının güvenli olduğu elastik limitlerin sınırları kabaca kapasitesine kadar fişek doldurulmuş bir şarjördeki kısalmış hali ile, sökülmüş bir şarjörden çıkarıldıktan sonra kendiliğinden serbest kaldığı haldeki uzunluğu olarak tanımlayabiliriz.
Saygılarımla.